Güzellik yarışmalarının kötü yüzü, uzun zamandır tartışılan bir konu. “Eğitimli” güzellik kavramı, bu yarışmalarda öne çıkan bir tema olarak karşımıza çıkıyor. Bu kavram, güzellik yarışmalarında sadece fiziksel güzelliğin değil, aynı zamanda yarışmacının eğitim düzeyi, kültürel birikimi ve sosyal sorumluluklarının da değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Ancak, bu kavramın arkasında yatan gerçeklik, güzellik yarışmalarının hala fiziksel güzelliğe öncelik verdiğini gösteriyor. Yarışmacıların eğitim düzeyi, kültürel birikimi ve sosyal sorumlulukları, fiziksel güzelliğin yanında ikinci planda kalıyor.

Bu durum, güzellik yarışmalarının toplumsal cinsiyet rollerini ve güzellik standartlarını nasıl şekillendirdiğini gösteriyor. Kadınların fiziksel güzelliği, hala toplumda en önemli değer olarak görülüyor. Bu, kadınların diğer özelliklerinin ve yeteneklerinin göz ardı edilmesine yol açıyor.

Ayrıca, güzellik yarışmalarının, kadınların nesneleştirilmesine ve cinsel obje olarak görülmesine katkıda bulunduğu da tartışılıyor. Yarışmacıların fiziksel güzelliği, sık sık cinsel bir şekilde sunuluyor ve bu, kadınların cinsel obje olarak görülmesine yol açıyor.

Sonuç olarak, “eğitimli” güzellik kavramı, güzellik yarışmalarının kötü yüzünü gizlemeye çalışıyor. Ancak, bu kavramın arkasında yatan gerçeklik, güzellik yarışmalarının hala fiziksel güzelliğe öncelik verdiğini ve toplumsal cinsiyet rollerini ve güzellik standartlarını şekillendirdiğini gösteriyor. Bu nedenle, güzellik yarışmalarının eleştirilmesi ve kadınların diğer özelliklerinin ve yeteneklerinin değer verilmesi gerekiyor.